badeba
  şiirler
 
Anlatamıyorum (Moro Romantico)
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Orhan Veli Kanık
Dört Yapraklı Çiçek
Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse.
Oynamamız bundandır.
Kara toprakla binlerce yıl.

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse.
Bundandır sevmemiz
kiraz ağaçlarını.

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse.
Kardeşliğimiz bundandır
Mavi sularla binlerce yıl.

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse
Bundandır inanmamamız
Kocaman bombalara.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Bir İçim Su
Güzel çoban, bir içim, bir yudum su testinden
Bugün sıcak yine pek, sanki ortalık yanıyor

Güzel çocuk senin olsun hayatım istersen
Niçin gözüm sana baktıkça böyle yaşlanıyor?

Güzel çoban, ne kadar tatlı söylüyorsun sen
Yalan da olsa içim doğru söyledin sanıyor

Güzel çocuk, bana bak, aldatır mıyım seni ben?
İçin bu yaşları boş anlıyorsa aldanıyor!

Güzel çoban, bir içim, bir yudum su testinden
Bugün sıcak yine pek, sanki her yanım yanıyor!
Tevfik Fikret
Deli Gönül İnil İnil İnleme
Deli gönül inil inil inleme,
Kadir Mevla'm hasretime sal beni.
Viranlıkta görsen baykuş sanırsın,
Bir hüma kuşuyum, sen de bil beni.

Ulu bezirganım, kumaş satarım,
Gökyüzünde uçan kuşu tutarım.
Yetmiş iki dilden bilir öterim,
Onun için fark edemez el beni.
Akpınar'ın boz bulanık seliyim,
O sebepten aklım yoktur, deliyim.
Naci derler dört güruhun biriyim,
Ararsan Hak divanında bul beni.

Gider idim ben de kendi işime,
Aşkın doluları yağdı başıma.
Ağu kattı benim tatlı aşıma,
Ummanlara gark eyledi sel beni.

Pir Sultan'ım, ırak yoldan gelirsin,
Gevherin kıymetin nasıl bulursun?
Eksikliğim çoktur sen de bilirsin,
Eksiklikle kabul eyle gel beni.
Pir Sultan Abdal
Gel Efendim Gel
Hasretinle beni üryan eyledin
Beklerim yolların gel efendim gel
Gönül kuşu kalktı cevlan eyledi
Beklerim yolların ali ali gel efendim gel

Evvel ahir sensin dönmezem senden
Leyli muhabbetin çıkarmı candan
Gönül göç eyledi kevnü mekendan
Beklerim yolların ali ali gel efendim gel

Softalar çoğaldı haddini aştı
Od düştü sineme yüreğim pişti
Şimdi gayret şah-ı merdan'a düştü
Beklerim yolların ali ali gel efendim gel

Bozuldu yolcular yollarda kaldı
Ayin erkan gitti dillerde kaldı
Bendelerim zayıf hallerde kaldı
Beklerim yolların ali ali gel efendim gel

Abdal pir sultanım Allah diyelim
Gelin nikabını elden koyalım
Takdir böyle imiş biz ne diyelim
Beklerim yolların ali ali gel efendim gel
Pir Sultan Abdal

Üryan Geldim Gene Üryan Giderim
Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeye elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeye dermanım mı var

Dirilirler dirilirler gelirler
Huzur-i mahşerde divan dururlar
Harami var diye korku verirler
Benim ipek yüklü kervanım mı var

Er isen erliğin meydana getir
Kadir Mevlâ'm noksanımı sen yetir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür dermanım mı var

Karac'oğlan der ki ismim öğerler
Ağı oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever diye isnad ederler
Benim Hakk'dan özge sevdiğim mi var
Karacaoğlan
Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin
Nazım Hikmet Ran
Boş Odalar
Şu karşı evin boş odalarında,
Duvarlara sinmiş bir hayâlet var.
Elinde mum, gece ortalarında,
Bucak bucak gezer, birini arar.

Camlar tutuşurken, eski kafesler,
Beyaz duvarlara aksetmiş, durur.
Dağınık sürüyü toplayan sesler,
Kapıya sokulup tokmağı vurur.

Sonra işitilir sert bir hıçkırık,
Basar odaları belirsiz cinler.
Karanlık avluda döner bir çıkrık;
Sanırsın, kundakta bir çocuk inler.

Akşam, dağılırken yerli yerine,
Bu evin önünde ürperiyorlar.
İçlerinden, kendi kendilerine:
Şu karşı ev tekin değil, diyorlar.
Necip Fazıl Kısakürek
 
Kır Şarkısı
Tam otların sarardığı zamanlar
Yere yüzükoyun uzanıyorum
Toprakta bir telâş, bir telâş
Karıncalar ötedenberi dostum.

Ellerime hanım böcekleri konuyor
Ne şeker şey onlar!
Uç böcek, uç böcek diyorum
Uçuyorlar

Pan'ın teneffüsü bile
Ilık, okşamakta yüzü.
Devedikenleri, çalılık vesâire
Bir âlem bu toprakların üstü.

Tabiatla haşır neşir
Kırlarda geçen ikindi vakti.
Sakin, dinlenmiş, rahat
Bir gün daha bitti.
Behçet Necatigil
Yeryüzü Saygısı
Atalarıma bin saygı
Bin kutsama
Varmışım Budapeşte'ye Erivan'a Mısır'a ben
Sevmişim yalnız

Atalarıma bin saygı
Bin kutsama
Ayırdetmemişim
Kara deriliyi altın saçlıdan

Atalarıma bin saygı
Bin kutsama
Ben de ülkeler almışım Doğu'dan Batı'dan
Ama sömürmemişim.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Dal
Dağ uzanı gökyüzüne,
Ölüler karanlığa uzanı.

Nerelerden nerelere varır yaşamak,
Acıdan, iğde sarılığından, düşünüden uzanı.

Sever misin, öpüler ardı boş,
İşte bıraktığı güzelin, bir çirkin uzanı.

Yankılar, gezegenlerden ağrı gelip gider,
Başı kopmuş gök mamurlarından bir uzanı.

Uzandığımız, belki de bu gece, belki de bu yatakta
En bilinmeze uzanı.
Fazıl Hüsnü Dağlarca

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol